Bunu ilk duyduğumda lise’ye gidiyordum, Matrix çıkalı bayağı olmuş ama ben hala izlememiştim. Bunun verdiği merakla filmi temin edip başladım izlemeye. Filmde bir sahnede Cypher şöyle der;
Filmde bir sahnede Cypher şöyle der;
Onca yılın ardından ne keşfettim biliyor musun?
Cehalet Mutluluktur!
Okkalı bir küfür (Oo güzel replik çünkü,vay anasını) çektikten sonra pür dikkat filmi, hatta bütün seriyi izledim...
Aradan geçen yılların sonunda, 1984(G.Orwell) Ve Puslu Kıtalar Atlası(İhsan
Oktay Anar)’nı okuyunca “Cehalet Mutluluktur” önermesi bir kez daha karşıma çıktı.
Puslu Kıtalar Atlası’nda Şöyle Der ;
" Bu dünyada insanların korktuğu tek şey öğrenmekti. Acıyı, susuzluğu, açlığı ve üzüntüyü öğrenmek onların uykularını kaçırıyor. Bu yüzden daha rahat döşeklere, daha leziz yemeklere ve daha neşeli dostlara sığınıyorlardı. Dünyaya olan kayıtsızlıkları bazen o kerteye varıyordu ki, kendilerine altın ve gümüşten, zevk ve sefadan, lezzet ve şehvetten bir alem kurup, keder ve ızdırap fikirlerinin kafalarına girmesine izin vermiyorlardı."
" Bu dünyada insanların korktuğu tek şey öğrenmekti. Acıyı, susuzluğu, açlığı ve üzüntüyü öğrenmek onların uykularını kaçırıyor. Bu yüzden daha rahat döşeklere, daha leziz yemeklere ve daha neşeli dostlara sığınıyorlardı. Dünyaya olan kayıtsızlıkları bazen o kerteye varıyordu ki, kendilerine altın ve gümüşten, zevk ve sefadan, lezzet ve şehvetten bir alem kurup, keder ve ızdırap fikirlerinin kafalarına girmesine izin vermiyorlardı."
Sanılıyor ki insan bir okulu bitirince, okuma yazmayı öğrenince, bilgisayar kullanmayı öğrenip internette ki sitelere birkaç kelime yazınca kurtuluyor cehaletten.
Sanılanın aksine işler maalesef böyle gitmiyor. Bütün bunlar size cehaletten kurtulma olanağını sağlar, asıl mesele olan biteni anlamaya çalıştıktan sonra başlar.
At gözlüğünü çıkardıktan sonra başlayan Farkındalık, kişide daha çok şeyi öğrenme isteği doğurur. (Bkz: Epica-Sensorium: Farkında Olmak Bir İşkencedir)
Ve işte başlıyoruz;
Hayatı tanımak uğruna didin din durdun. Çok şey bilirsen her şey mümkün olacaktı, çünkü ne kadar çok şey bilirsen olaylara o kadar çok hakim olacaktın, analitik düşünme gücün artacak, insanları daha iyi anlayabilecektin.
Kimse Söylemedi Tabi Sana;
Bilmek sorumluluk gerektirir
Bilmek omuzlarına binen ağır bir yüktür, sürekli –Neden? Diye sormana sebep olur.
Bilmek uğruna çektiğin çile çok tatlı gelir heyecanlandırır seni, fakat öğrendiğin gerçekler hiçte hayal ettiklerin gibi değildir, gerçekler acıdır.
Öğrendikçe düşünür, düşündükçe gülümsemeni kaybeder bir hal alır yüzün.
Peki Ya Cehalet?
Kafan rahat çünkü sorgulamıyorsun
Mutlusun çünkü bilmiyorsun
Cesursun çünkü yine bilmiyorsun neyden korkacağını
Her zaman haklısın çünkü sabit görüşlüsün, yeni fikirlere asla açık değilsin
Öyle İşte.(Dedik Ya Cehalet Mutluluktur Diye)
Çok bilmenin çok para getirmediği de aşikar zaten. Bazen nasıl imreniyorum onlara? Aslında çok mantıklı.
At gözlüğünü çıkardıktan sonra başlayan Farkındalık, kişide daha çok şeyi öğrenme isteği doğurur. (Bkz: Epica-Sensorium: Farkında Olmak Bir İşkencedir)
Ve işte başlıyoruz;
Hayatı tanımak uğruna didin din durdun. Çok şey bilirsen her şey mümkün olacaktı, çünkü ne kadar çok şey bilirsen olaylara o kadar çok hakim olacaktın, analitik düşünme gücün artacak, insanları daha iyi anlayabilecektin.
Kimse Söylemedi Tabi Sana;
Bilmek sorumluluk gerektirir
Bilmek omuzlarına binen ağır bir yüktür, sürekli –Neden? Diye sormana sebep olur.
Bilmek uğruna çektiğin çile çok tatlı gelir heyecanlandırır seni, fakat öğrendiğin gerçekler hiçte hayal ettiklerin gibi değildir, gerçekler acıdır.
Öğrendikçe düşünür, düşündükçe gülümsemeni kaybeder bir hal alır yüzün.
Peki Ya Cehalet?
Kafan rahat çünkü sorgulamıyorsun
Mutlusun çünkü bilmiyorsun
Cesursun çünkü yine bilmiyorsun neyden korkacağını
Her zaman haklısın çünkü sabit görüşlüsün, yeni fikirlere asla açık değilsin
Öyle İşte.(Dedik Ya Cehalet Mutluluktur Diye)
Çok bilmenin çok para getirmediği de aşikar zaten. Bazen nasıl imreniyorum onlara? Aslında çok mantıklı.
Nasıl
Mı?
Birinci Hüküm: Bilgi Güçtür.
İkinci Hüküm: Zaman Paradır.
Şimdi şu iki hükme itirazınız var mı? Yok. O zaman devam...
Fizik Biliminde kanıtlanmıştır Ki: Güç=İş/Zaman
Birinci Hüküm: Bilgi Güçtür.
İkinci Hüküm: Zaman Paradır.
Şimdi şu iki hükme itirazınız var mı? Yok. O zaman devam...
Fizik Biliminde kanıtlanmıştır Ki: Güç=İş/Zaman
Şimdi
Bilgi = Güçtür, birinci hükme göre.
Zaman = Paradır, ikinci hükme göre.
Bunları denklemde yerine koyalım Bilgi=İş/Para olur.
Buradan parayı çekersek... Para=İş/Bilgi bu formülde bilgi sıfıra yaklaşırsa para sonsuza doğru uzanır
Sonuç: Ne kadar az bilirsen o kadar çok kazanırsın ya da sabit bir para, bir maaş alabilmek için, bilgin ne kadar fazlaysa, o kadar fazla iş yapman gerekir.
Sende öğrendin tabi zamanla, kıskançlığı ve gururu, affetmenin zorluğunu, unutmanın acısını, tembelliği, belki boş vermişliği belki de kafaya takmayı…
Ama deseler ki bana, boyut değiştirip tekrar çocukluğuna döneceksin, herşeyi unutacaksın (Cypher’ın İstediği Gibi) Var mısın bu zaman yolculuğuna? Yok kardeşim almayayım, aynı şeylerin benim isteğim dahilinde olmadan da tekrar edeceğini bildiğim için, acısıyla tatlısıyla yaşadığım herşeye eyvallah,varsın olsun böyle şeyler, ben kendim gibi özünde olduğum insan gibi yaşamayı istiyorum…
Bilgi = Güçtür, birinci hükme göre.
Zaman = Paradır, ikinci hükme göre.
Bunları denklemde yerine koyalım Bilgi=İş/Para olur.
Buradan parayı çekersek... Para=İş/Bilgi bu formülde bilgi sıfıra yaklaşırsa para sonsuza doğru uzanır
Sonuç: Ne kadar az bilirsen o kadar çok kazanırsın ya da sabit bir para, bir maaş alabilmek için, bilgin ne kadar fazlaysa, o kadar fazla iş yapman gerekir.
Sende öğrendin tabi zamanla, kıskançlığı ve gururu, affetmenin zorluğunu, unutmanın acısını, tembelliği, belki boş vermişliği belki de kafaya takmayı…
Ama deseler ki bana, boyut değiştirip tekrar çocukluğuna döneceksin, herşeyi unutacaksın (Cypher’ın İstediği Gibi) Var mısın bu zaman yolculuğuna? Yok kardeşim almayayım, aynı şeylerin benim isteğim dahilinde olmadan da tekrar edeceğini bildiğim için, acısıyla tatlısıyla yaşadığım herşeye eyvallah,varsın olsun böyle şeyler, ben kendim gibi özünde olduğum insan gibi yaşamayı istiyorum…
Forumdan arkadaşım "Ahmet Metin Çakırca" yazısı için teşekkür ederim(Derleme şeklinde yazılmıştır)
Keyifli bir yazı olmuş, teşekkürler paylaşım için:)
YanıtlaSilTeşekkürler :)
Silçok bilen çok yanılır.
YanıtlaSilSıkılmadan usanmadna okudum ellerine sağlık kardeşim :)
YanıtlaSilTeşekkürler :)
SilÇok güzel bir yazı olmuş ellerine sağlık
YanıtlaSilTeşekkürler
SilGüzel bir paylaşım olmuş.Teşekkürler.
YanıtlaSilherkes güzel demiş ama bence bu yazı cehaleti özendiriyor, insan bilgiden korkmamalı bence , bilgi sana yük getirmez , işini kolaylaştırır belki de cehalet insanın en azılı düşmanıyken mutluluk diye tanımlaman pek de hoş değil..
YanıtlaSilÖncelikle güzel yorumunuz için teşekkürler... Yazı benim değil ancak olaya gelirsek küçük bir çocuk düşünün nelere üzülür ya da nelere sevinir, bir gün sonrasını düşünür mü olay bu aslında biraz düşünmeye başladığınızda (yaşadığınız dünya, geleceğiniz vs). Gelecekle ilgili kaygılarınız başlar, gördüğünüz her şeyi sorgulamaya başlarsınız mutsuz olmaya başlarsınız. Kime sorarsanız sorun herkes çocukluğuna dönmek ister...
Sil